Yaklaşım ne olursa olsun meme başı ve areolanın hassasiyetinde bir azalma hissetmeniz normaldir. Bu his geçicidir, nadiren kalıcıdır ve hassasiyet birkaç ay sonra geri döner.

Tıbbi açıdan bakıldığında, meme implantı ameliyatından sonra hamilelik kontrendike değildir. Bununla birlikte, bu dönemde hormonal değişiklikler önemlidir ve meme bezinin hacmi önemli ölçüde değişir, bu da estetik sonuç üzerinde yansımalara neden olabilir. Bu nedenle, en iyi sonucu elde etmek için meme implantlarının takılmasını doğumdan sonra 6 ay ila 1 yıl (veya emzirmenin sona ermesinden en az 6 ay sonra) ertelemek tercih edilir.

Meme implantlarının yerleştirilmesinden sonra meme bezleri ve kanalları korunduğu için emzirme kontrendike değildir, ancak bu iki olayı biraz ayırmak tercih edilir (hamilelik sadece operasyondan sonraki 3. aydan itibaren öngörülebilir). Meme implantlarının emzirme veya göğüs pompası kullanımı nedeniyle deforme olması muhtemel değildir, ancak estetik sonuç meme bezinin hacmindeki değişikliklerden etkilenebilir.

Cerrah, hasta kartını doldurduktan ve uygun etiketleri yapıştırdıktan sonra size verecektir (her etiket bir implanta karşılık gelir). Bu kart, implante edilen protezleri tanımlamak için kullanılır (implant referansı, hacmi, implant seri numarası, üretici bilgileri, ameliyat tarihi, uygulayıcının adı, vb.) Ameliyatınızdan sonra size verilen hasta kartı, tıbbi belgelerinizle birlikte sınırsız bir süre boyunca saklanmalıdır. Hatta acil tıbbi bakımı kolaylaştırmak için her zaman yanınızda taşımanızı tavsiye ederiz. Ayrıca, kaybolması veya hasar görmesi durumunda takip edebilmeniz için fotokopisini çekmenizi ve/veya taramanızı tavsiye ederiz.

' Meme implantlarının varlığı mamografi çektirmenize engel değildir. Ancak muayenenin yapılması daha hassas ve sonuçların yorumlanması daha zordur. Bu nedenle doktorunuza meme implantlarınız olduğunu söylemeniz önemlidir. Böylece hekim gerekli önlemleri alabilecek ve implanta zarar verme riski olmadan en iyi sonucu elde etmek için muayene tekniğini (dijitalleştirilmiş görüntüler) uyarlayabilecektir.

Tüm kadınlar gibi implantlı hastalar da düzenli olarak meme kanseri tarama kontrolleri (genel sağlık kontrolü ve meme palpasyonu) yaptırmalıdır. İmplantları olan kadınlar için bu kontrol her yıl cerrahları veya bu alanda yetkin başka bir uzman tarafından gerçekleştirilecek ve implantlarla bağlantılı herhangi bir sorunu tespit etmelerini sağlayacaktır. Gerekirse ek kontroller (mamografi, ultrason veya MRI) düşünülebilir.

Evet, çünkü vücut herhangi bir yapay implantı yabancı bir cisim olarak algılar ve bu da implantın etrafında yara dokusu oluşmasına ve kapsüllenmesine yol açar. Bu, tüm implant alıcılarında meydana gelen tamamen normal bir biyolojik olgudur. Ancak bazı durumlarda bu kapsül kalınlaşıp sertleşerek implantın yuvasında büzülmesine neden olabilir. Bu retraktil kapsüler kontraktür oluşumuna genellikle ağrı ve meme yüzeyinde kıvrımlar eşlik eder.

Meme protezinin yırtılması nadir görülen bir komplikasyondur ve şok, şiddetli travma veya cerrahi travma (implantın ameliyat sırasında hasar görmesi) sonucu meydana gelebilir. Ayrıca retraktil fibröz bir kabuğun veya sadece implantın yaşlanmasının bir sonucu da olabilir. Yırtılma durumunda en büyük risk silikon jelin vücuda göç etmesidir (jelin kabuktaki bir gedikten sızması). Mevcut meme implantlarında yeni nesil tıbbi sınıf silikon kullanılmaktadır. Kabuktaki silikon jel oldukça yapışkandır, bu da migrasyon ve komplikasyon riskini azaltır. Ancak implant yırtılırsa meme protezinin çıkarılması gerekir.

Genel bir kural olarak, meme implantının kayma riskini veya diğer komplikasyonları önlemek için ameliyattan sonraki ilk 6 hafta boyunca herhangi bir fiziksel aktiviteye veya spora katılmamanız tavsiye edilir. İmplantın zarar görmesine neden olabilecek daha yoğun sporlar için (dövüş sporları, koşu, ağırlık antrenmanı vb.), ekstra önlemler almak ve hasar durumunda erken yırtılma risklerinin farkında olmak önemlidir.

Bugüne kadar, sistemik komplikasyonlar, kanser veya otoimmün hastalıkların gelişimi ile silikon jel dolgulu meme implantlarının kullanımı arasında bir ilişki olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.